Asil Koleji Butik Okul Kavramıyla Eğitime Değer Katıyor
Zaman hızla akıyor, koşullar aynı hızla değişiyor. Teknoloji devrinde standartlar yükseldikçe talepler de yükseliyor. Değişen dünyada sunulan hizmetler gelişirken nitelikli profesyonellere, işinin uzmanı bireylere olan gereksinim de artıyor. Doğal olarak bu hızlı tüketim ve iletişim çağında mesleki gelişim ve kariyer hedefinde ilerlemek isteyen gençler için nitelikli ve kaliteli eğitim arayışı da kaçınılmaz oluyor.
Hızla gelişen Türkiye’de eğitim kurumları da kendilerini yenilemek ve gelişmek zorundalar. Bu gelişime uyum sağlayabilen ve öğrencilere ihtiyaçları olan kaliteli ve üst düzey eğitim koşullarını sunabilen kurumlar ayakta kalacaklar.
Standartları her geçen gün daha da yükselen ülkemizde artık öğrenciler gelecekleriyle ilgili daha net fikirlere ve hedeflere sahipler. Bu yüzden de umutlarını bağlayacakları eğitim kurumlarını belirlerken gayet bilinçli ve seçici davranıyorlar.
Örneğin seçecekleri kolejlerde etkili bir yabancı dil eğitimi, sosyal yönlerini güçlendirecek aktiviteler, teknolojiden yeterince faydalanabilecekleri interaktif ortamlar gibi özellikleri arıyorlar. Öğrencilerine tüm bu saydığımız unsurların yanı sıra çok daha fazlasını sunabilen nitelikli eğitim kurumlarından birisi de Asil Koleji.
Butik Kolej Yaklaşımıyla Öğrencilere Daha Özel İlgi
Asil Koleji’nde en öne çıkan özellik “butik okul” konseptiyle eğitim verilmesi. Bu kavram öğrenci sayılarının belirli sınırlarda tutulması sayesinde öğrencilerle bire bir ilgilenilebilmesi ve eğitim – öğretimin öğrenci odaklı olması faydalarını sağlıyor.
Böylece öğrencilerin bireysel özellikleri daha yakından ve daha kolay analiz edilerek, ilgi ve yetenekleri keşfedilip ortaya çıkarılıyor, geliştiriliyor. Öğrencilerin akademik başarıları amaçlanırken, daha etkin biçimde sosyalleşmeleri de sağlanarak bu başarıya katkı yapılmış oluyor.
Çift Dilde Eğitim ile Kaliteli ve Kalıcı Yabancı Dil Öğrenimi
Dünya kültürlerini yakından tanıma olanağı verilen öğrenciler, öğrendikleri yeni dilleri aktif olarak kullandıkları samimi ve sıcak ortamlarda daha başarılı bir dil gelişimi gösterebiliyorlar. Daha ana sınıfından itibaren başlayan ve Türkçe ile eşzamanlı olarak aktif bir şekilde sürdürülen çift dilli eğitim sayesinde, öğrenciler için yabancı diller günlük yaşamın bir parçası haline gelerek ‘yabancı dil’ olmaktan çıkıyor.
Deneyimli öğretmen kadrosunun öğrencilerle kurduğu bire bir iletişim desteği ile kendini ifade etme konusunda güçlük çekebilen öğrencilerde bile hızla yükselen bir özgüven gelişimi gözlemleniyor. Bundan en çok memnuniyet duyanların başında da aileler geliyor.